«

»

Oca 18

GAZİ AHMET ÖLMEZ

GAZİ AHMET ÖLMEZ

Gazi Üsteğmen Ahmet Ölmez, Cizre’de hendek çatışmasında çenesinden vurulmuş, Bu yaşanan acı olayı yine gazi olan Üsteğmen Bahattin Seçkin’in “Hendeklerde vurulduk” adlı kitabından aktarıyorum.

“..Bir operasyonda Ahmet teröristlerden temizledikleri binada arama ve tarama faaliyetine başlar. Son kata kadar aramayı sürdürürler. Bina temizdir. Binanın pencerelerinin önüne buğday torbalarının içerisine kum doldurularak koyarlar. Nöbet yerlerini belirlerler ve çevre emniyetini alırlar. Ahmet üst kattadır. Alt katlara inerek oradaki PÖH unsurlarını kontrol eder ve 10 dakika sonra tekrar yukarı çıkar. Apartman boşluğundaki bir pencere önüne sadece kalkan koyulmuştur. Termal silah dürbünü kullanan bir uzman çavuş karşı binalarda ısı kaynağı tespit etmiştir. Ahmet üzerinde termal dürbün olan silahı alır ve ısı kaynağını kontrol etmek ister. Bir anda ateş gelmeye başlar. Yanındaki uzman çavuşun elinden yaralandığını gören Ahmet, can havliyle kendini yere atar. Boğazında bir sıcaklık hisseder. Elini boğazına götürdüğünde kan aktığını fark eder. Ahmet’in vurulduğunu gören uzman erbaş şoktadır. Ahmet’in sırtına bastırıyor ve onu yerden kaldırmıyormuş. Ahmet o anı şöyle anlatıyor: ‘Yanımdaki uzman çavuş arkadaş karşıdan ateş geleceğini düşündüğü ve de şokta olduğu için sırtıma bastırıyordu. Bastırma diye bağırıyorum, sesimi duyuramıyorum. ”Bunlar beni niçin duymuyor” diye sinirleniyorum. Yanımdakiler bağırıyor; ”Komutanım, komutanım! Kelime-i Şehadet getir, çünkü şehit oluyorsun” diyorlar. En son beni yere bastıranlara yumruk atmaya başladım. Boğuluyorum, bağırıyorum ama kimse sesimi duymuyor. Meğerse mermi çenemden girmiş, çenemi parçalamış ve dilimi koparmış. O yüzden sesim çıkmıyormuş. Yanımdakileri yumruklamaya devam ettim. İşaret yapıyorum, ”Bırak beni” diye ama anlamıyor, boğazıma kan dolmaya devam ediyor, ara ara nefesim kesiliyordu. Kendi kanımda boğulmak üzereydim. ”Allah’ım yaşayan insanı zorla öldürecekler, ne yapacağım” dedim. ”Burada öleceğim” diye düşünmeye başladım. Bir yandan da Kelime-i Şehadet’i mırıldanıyorum. “

Bu esnada aklıma bir şey geldi. Cebimden cep telefonumu çıkardım. Telefonumun mesaj bölümüne, ‘Ben iyiyim, beni kaldırın yerden, boğazıma kan doluyor, boğuluyorum’ yazdım. Yanımdaki kişiye bu mesajımı gösterdim. En sonunda beni yerden kaldırdılar, binadan yaralı şekilde tahliye ettiler. Bilincim hiç kapanmadı ve Şırnak Devlet Hastanesine sevk edildim.”

Ahmet 1,5 ay GATA’da midesine sarkıtılan hortumla besleniyor. Olayın üzerinden 2 sene geçmiş. Ahmet’in diş, diz ve yüz estetiği hala yapılmamış. Muayeneye gittiğinde 6 ay sonrası için gün vermişler, üstelik muayene için para istemişler. Bu çocuklar bizim çocuklarımız.”

 

 

Alıntı