«

»

Tem 31

Diyanet İşleri ve Sorumlu Din Bilginleri

images (2)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Diyanet İşleri ve Sorumlu Din Bilginleri
Rica etsek şu ümmet kavramı hakkında bizi aydınlatır mısınız? Ümmet ne demektir? Ümmete dâhil olanlar kimlerdir? Ümmetten sayılmak için onay alınan bir kurum var mıdır? Ümmet olmak için bir sayıya ulaşmak gerekir mi? ‘Bir vücudun âzâları’ veya ‘bir tarağın dişleri’ gibi olan topluluklar hangi topluluklardır? Diyânet İşleri Başkanlığı’nın hazırladığı hutbelerde bazı topluluklar için dualar ediliyor, yardımlar toplanıyor, ‘bir battaniye de onlar için’ gibisinden kampanyalar düzenleniyor. Meselâ Diyânet İşleri Başkanımız, Hocamız, bembeyaz ve işlemeli göz kamaştıran cüppesi ve sarığıyla, bizleri gözyaşlarına boğan bayram hutbesinde “Suriye’deki ateşten, Mısır’daki acıdan, Gazze’deki kandan, Haiti’deki çaresizlikten, Açe’deki musibetlerden, Afganistan ve Pakistan’daki dinmek bilmeyen gözyaşlarından, Somali’deki açlıktan, Sudan’daki fakirlikten” bahsederek, onlara “kardeşim diyebilirseniz bayram sizin bayramınızdır” demişti. Dinleyince bizi almıştı bir düşünce, Doğu Türkistan, Kerkük, Karabağ’da yaşayan ve tıpkı Suriye’deki, Haiti’deki ve Gazze’deki zulüm görenler gibi mazlum Türklerden hiç bahsetmiyor, hiçbir hutbede isimlerini anmıyor, kampanyalar düzenlemiyordu… Şimdi biz düşünmeden edemiyoruz dedik ya, acaba düşünerek günaha giriyor muyuz? Kerkük, Doğu Türkistan, Karabağ gibi coğrafyalardaki Türkler ümmetten mi sayılmıyor, ümmet mi olamadılar, Müslümanlıkları mı kifâyet etmiyor, takvâda mı, ihlâsda mı, amelde mi eksikler, böyle ise bu eksik notlarını kim veriyor, Diyânet İşleri mi? Veya bu coğrafyalara götürülen birkaç bin Kur’ân-ı Kerim onlara yeter de artar bile mi deniyor?
Hülâsaa, Türk’ün ümmet içindeki üyeliğinde bir problem mi var, bir evrak eksikliği mi söz konusu?
Bu vesileyle ‘evvelen’ Çin zulmünde işkencelere, sorgusuz sualsiz idamlara mâruz kalan Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin, Karabağ’daki kardeşlerimizin ve Kerkük’te kelle avcısı Sünni fanatik, ABD maşası IŞİD militanlarının zulmü altındaki Türk milletinin ve ‘âhiren’ de İslâm âleminin Ramazân-ı Şeriflerini kutluyor, adâlet, hayır ve esenlik getirmesini niyâz ediyorum…
Bu soruyu Diyânet İşleri ve Yüzyılın Fıkıhçısı Hayrettin Karaman ile pek çok din alimlerimizin hassaten cevaplamaları bizleri karanlıklardan aydınlığa çıkaraca ve Ramazan’ın bereketine vâsıl olmuş olacağız inşallah.
 
Kaynak: http://www.haberfedai.com/yazi/732/diy-net-isleri-ve-yuzyilin-fikihcisi-hayrettin-karaman-a-ramazan-sorular#.U7bBvpR_sxA