«

»

Ara 05

DİL BOZULURSA HER ŞEY BOZULUR

DİL BOZULURSA HER ŞEY BOZULUR

Konfüçyüs‘e soruyorlar: “Bir ülkeyi yönetmeye çağrılsanız, ilk ne yaparsınız, ilk iş ne yaparsınız?” Konfüçyüs diyor ki: “İlk dilden başlarım.” Şaşırıyor herkes. “Ya bunca kargaşa var, bunca iş varken dilden mi başlarsın?” “Evet, dilden.” diyor. “Çünkü dil kusurlu olursa, kelimeler düşünceyi iyi anlatmaz. Düşünce iyi anlatılmazsa, yapılması gereken şeyler doğru yapılamaz, vazifeler gereği gibi yapılmazsa, töre ve kültür bozulur. Töre ve kültür bozulursa, adalet yanlış yola sapar. Adalet yoldan çıkarsa, şaşkınlık içine düşen halk, ne yapacağını, işin nereye varacağını bilmez. İşte bunun içindir ki, hiçbir şey dil kadar önemli değildir.”

Türk Dil Bilgisi‘nin yazarı Muharrem Ergin Hocamız, dili şöyle tarif eder: “Dil, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan tabiî bir vasıta, kendisine mahsus kanunları olan ve ancak bu kanunlar çerçevesinde gelişen canlı bir varlık, temeli bilinmeyen zamanlarda atılmış bir gizli antlaşmalar sistemi, seslerden örülmüş içtimaî bir müessesedir.”

Türkçemiz için büyük kavga veren Hocamız, Türkiye’nin Bugünkü Meseleleri‘nde “Bir milletin ruhu ve yaşama biçimi dilinde şekillenir. Bu bakımdan dil, milletin hayat felsefesini yansıtır. Bir topluluğun millet halinde yükselebilmesi ancak dil ile mümkündür. Milletin pek çok özellikleri, örf ve adetleri, dünya görüşü, hayat felsefesi, inançları, sanat anlayışları, dile yansır. Dil, millî hafızanın millî hatıraların, duyguların ve düşüncelerin, bütün maddî ve manevî değerlerin, bütün buluş ve yaratışların müşterek hazinesidir.” der.

1984‘ün ve Hayvanlar Çiftliği‘nin yazarı George Orwell da, “Bir ülkeyi yok etmenin en kestirme yolu, onun dilini yok etmekten geçer.” demiştir.

Dili bozulan milletin kendisi de bozulur.

 

 

Alıntı