«

»

Oca 23

“DAVUT BOYNUZU” (3)

 
indir (2)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Golyat’ın taşıdığı Kalkan’ın bir figürü. 
 
 
“DAVUT BOYNUZU” (3)
O zamanlarda bu diyarlarda Davut adında biri yaşardı, Yahuda’nın Beytlehem Kenti’nden Efratlı İşay adında bir adamın oğluydu.
 İşay’ın sekiz oğlu vardı, üç büyük oğlu Kral’la birlikte bu savaşa katılmıştı. Davut en küçükleriydi ve babasının sürüsüne gütmek için Beytlehem’e gidip gelirdi. Bir gün İşay, oğlu Davut’a seslendi ve savaştaki ağabeylerine gidip bir bakmasını, halleri niceydi, öğrenmesini istedi:
– Kardeşlerin için şu kavrulmuş bir efa buğdayla on somun ekmeği al, çabucak ordugaha, kardeşlerinin yanına git. Şu on parça peyniri de birlik komutanına götür. Kardeşlerinin ne durumda olduğunu öğren ve iyi olduklarına ilişkin bir belirti getir. Kardeşlerin Saul ve öbür İsrailliler’le birlikte Ela Vadisi’nde Filistinliler’e karşı savaşıyorlar.
Ertesi sabah Davut erkenden kalktı, sürüyü bir çobana bıraktı ve erzakı alıp vakit geçirmeksizin yola koyuldu. Ordugaha vardığında İsrailliler bir tarafta, Filistinliler öte tarafta düzen almış savaşmak için bekliyorlardı.  Hemen getirdiklerini levazım görevlisine bıraktı, cepheye koştu ve kardeşlerinin yanına varıp onları selamladı. Davut onlarla konuşurken Golyat da Filistin cephesinden ileri çıkmış ve daha önce yaptığı gibi yine meydan okuyordu. Bu meydan okuma karşısında İsrailliler ise korkuyla önünden kaçışıyor ve birbirlerini cesaretlendirmek için çeşitli şayialar ortaya atıp konuşuyorlardı.
Gördüğü manzara karşısında Davut şaşkındı; bu dev adamın tek başına meydan çıkıp koca İsrail’e kafa tutuşuna ve buna karşılık İsrailliler’in de korkup kaçışmasına bir anlam verememişti. Kimdi bu Golyat! Davut öfkelendi ve tek başına bu devle savaşmak için hazırlanmaya başladı. Bu durumu öğrenen Kral Saul hemen onu çağırdı ve Davut düşüncelerini Kral’a anlattı:
– Bu Filistinli yüzünden kimse yılmasın! Ben kulun gidip onunla dövüşeceğim!
– Sen bu Filistinli’yle dövüşemezsin Davut. Çünkü daha gençsin, o ise gençliğinden beri savaşçıdır.
– Kralım. Bu kulun babasının sürüsünü güder. Bir aslan ya da ayı gelip sürüden bir kuzu kaçırınca, peşinden gidip ona saldırır, kuzuyu ağzından kurtarırım. Eğer aslan ya da ayı üzerime gelirse, boğazından tuttuğum gibi vurur öldürürüm. Kulun, aslan da ayı da öldürmüştür. Bu sünnetsiz Filistinli de onlar gibi olacak. Çünkü yaşayan Tanrı’nın ordusuna meydan okudu. Beni aslanın, ayının pençesinden kurtaran Tanrı, bu Filistinli’nin elinden de kurtaracaktır.
 
(Devam edecek)
 

Kaynak:  Erdal Sarızeybek / Nil’den Fırat’a Devlet Oyunları, araştırma, sayfa 200/207, Pozitif Yayınları, 2012.