«

»

Mar 02

“Çözüm” değil “İhanet Süreci” Demiştik!..

“Çözüm” değil “İhanet Süreci”  Demiştik!..                                                                                                                                                               www.kenansahbaz.com

Hükümet sözcüsü Kurtulmuş açıklıyor; terörü bitirmek için 303 maddeden oluşan bir eylem planı hazırlanmış. Terörle mücadele “arızi” imiş… Terörün bitirilmesi için, “milli birlik ve kardeşlik” içerisinde hareket edilecekmiş…

Bölücülüğün kabul gördüğü, 5’inci Oslo mutabakatında iki paragraf, 9 madde vardı… 2013, İmralı mutabakatında ise, teröristbaşıyla dört basamaklı bir yol haritasında anlaşılmıştı. Adına “çözüm süreci” [ne güzel değil mi?] de denilen bu mutabakatı hatırlayarak, 303 maddenin şifrelerini çözmeye çalışalım:

Mutabakatın 4 basamaklı yol haritası şöyleydi:                                                                                                                                                           Birinci basamak: “Çatışmasızlık” ilan edilecek. Bölücü örgüt terör yapmayacak, devlet de bütün unsurlarıyla, yasaya aykırı gibi gerekçelerle de olsa, PKK’nın bölgedeki “özerkleşme” faaliyetlerine müdahale etmeyecek. Bu konuda Öcalan; BDP, Kandil, Avrupa ayağı ve Türkiye kamuoyuna 4 mektup yazarak; “demokratik özerklik yerine yerel yönetimlerin güçlendirildiği, gerçek anlamda bir demokratikleşmeye ihtiyaç olduğu [demokratik özerkliğin, dolaylı ifadesi]” nu ve devletle mutabakata vardığını bildirecek; [Mektupların dağıtımı yapıldı. Çatışmasızlığa AKP iktidarı uydu, ama, azgınlaşan  PKK/KCK uymadı… HDP eş başkanının kışkırtması ile 6-10 Ekim 2014″de 54 kişi öldürüldü.]

İkinci basamak: Demokratikleşme adımları hızla atılarak, “yeni anayasada” uzlaşılan maddeler değiştirilecek, 4. Yargı paketi ile terör suçlarına “şiddet kriteri” getirilip binlerce KCK’lı serbest kalacak[tamamı serbest kaldı], PKK Türkiye’deki 4 bin civarındaki silahlı militanını sınır dışına çekeceğini açıklayacak [sadece açıklayacaktı, bunu bile yapmadı],

Üçüncü basamak: PKK ile silahları bırakma görüşmeleri başlayacak; “Kürt sorununun demokratikleşme çerçevesinde  çözümünde en  kritik 3 konu; 1. “Nötr vatandaş, Türk ve Kürt adının olmadığı, Türkiye vatandaşı tanımı”, 2. Ana dilin önündeki engellerin kaldırılması, 3. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi [Özerk yönetim], Türkiye, Yerel Yönetimler Özerklik Şartına koyduğu çekinceleri kaldıracak,”

Dördüncü basamak: Silahların bırakılması, öyle kolay bir süreç değil. 30 yıldır silahla yaşamaya alışmış, bölgesel bir örgüt PKK.” Bu konuda, günü geldiğinde  Öcalan ağırlığını koyacak.

Bu bilgilerin ışığında 303 maddelik eylem planına dönelim: Söylendiğine göre, “milli birlik ve kardeşlik” için iki temel düzenleme yapılacakmış; bunlar: “Yeni bir anayasa” ile “Ana dilde” eğitimin önündeki engeller kaldırılması ve etnik unsurlara statü kazandırarak kendilerini ifade etmelerini sağlamakmış.

Anayasalara göre:1876 Kanunu Esasi Md.1: Osmanlı devleti ülkesiyle bir bütündür, hiçbir gerekçeyle bölünemez.  Md.8. Osmanlı Devleti’nin uyruğunda bulunanlara “Osmanlı” denir, Md.17. Yasa önünde bütün Osmanlılar eşittir. Md.18. Devlet memuru olabilmek için “devletin resmi dili” Türkçeyi bilmek şarttır.

1921 Anayasası  Md.1. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. 1924 Teşkilatı Esasi: Md.2. Devletin resmi dili Türkçedir. Md.3. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.1982 Anayasası Md. 42/9. Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına  anadilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez,demektedir. 

AİHM’in içtihatlarına göre: Resmi dil, egemenlik haklarındandır-Kamu kurumlarında devlet dili esastır-Bir dilin siyasi, kamusal ve resmi kullanım alanı ile özel, kültürel ve günlük kullanım alanları farklıdır -İdari konularda isteyen istediği dili kullanma özgürlüğüne sahip değildir-AİHS, hiçbir maddesinde azınlıkların dil hürriyetinden söz etmemekte ve dil hürriyetini güvence kapsamına almamaktadır-AİHS, milletvekillerinin mecliste istediği dilde konuşma yapmasını teminat altına almaz-Düşünceyi açıklama hürriyeti, dil hürriyetini içerir şekilde yorumlanamaz-Devletin bir  dil birliği politikası olması, haklı ve mantıklıdır. 

Tarihimiz ve dünya hukuku böyle diyor. Buna rağmen, “teröre hayır, bölünmeye evet” diyemeyiz. PKK/KCK’yı muhatap almayacağız, ama bölünmeye devam mı edeceğiz? 

ASLA…!

Kaynak. http://www.yenicaggazetesi.com.tr/303-maddeli-eylem-plani-ne-diyor-37049yy.htm