«

»

Tem 02

ÇAKMAK ÇAKIP DURUYORSUN

ÇAKMAK ÇAKIP DURUYORSUN

 

Bir çiftçi tarlasının başında Allah-ü Teâlâ’ ya yalvarır:

“Allah’ım bu tarlayı ikimiz için ekeceğim. Bol mahsul ver ki sen de ben de kazanayım.

O yıl mahsul bol olur. Çiftçi buğdayları ayırırken:

“Allah’ım sen nerden olsa buğday bulursun. Sen de çor yok, çocuk yok. Bu buğdayı ben alayım” diye kendine ayırır. Sıra samanı ayırmaya gelir:

“Allah’ım senin atın, eşeğin, ineğin yok. Bizde hepsi var ve hepsi de aç… Bu samanları da ben alayım” diye onları da kendine ayırır. Bu işleri yapana kadar akşam olur. Hava kararmaya başlar. Bu anda gök gürler, şimşek çakar, yıldırım düşer, müthiş bir yağış olur. Sel suya karışır, ne buğday kalır, ne de saman! Korkudan bir taşın arkasına saklanan çiftçi:

“Allah’ım anladım buğdayı da, samanı da vermek istemiyorsun, zaten hepsini aldın (şimşek çaktıkça), hâlâ ne diye çakmak çakıp duruyorsun” der.