«

»

Ağu 24

“Bu Milleti Ecdadın Mezarını Çiğnetecek Kadar Alçaldı mı Sanırlar!…”

osmanli_52917
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
“Bu milleti ecdadın mezarını çiğnetecek kadar alçaldı mı sanırlar!…”
19-25 Şubat 1919 itibaren “Çanakkale Muharebeleri” başladığında boğazın iyi tahkim edilmediği bir gün düşmanın boğazdan geçerek İstanbul’a geleceği düşünülmeye başlandı. Hükümet merkezinin Eskişehir veya Konya’ya nakline karar verildi. Bir kısım eşyalarda ambalaj yapılarak yola çıkarıldı.
Bu arada Selanik’ten İstanbul’a nakledilen ve Beylerbeyi Sarayı’nda oturan sabık Padişah Abdülhamit’e de Başmabeyinci Tevfik Bey gönderildi. Tevfik Bey, muharebenin durumunu, Hükümetin kararının bildirdikten sonra taşınmak için hazırlanmasını tebliğ edecekti. Tevfik Bey anlatmış, Abdülhamit dinlemiştir. Sonunda “Sözünüz bitti mi? Diye sorunca “Evet” cevabını alınca, o zamana kadar başı yerde söylenenleri dinleyen Abdülhamit, doğrulmuş ve “Benim zamanında da Rus Muharebesi esnasında Vükela Meclisi, Hükumet merkezini Gelibolu’ya nakletmeye karar vermişlerdi. İhtiyar bir Namık Paşa vardı -Huzurunda duran Tevfik Bey, Namık Paşa’nın torunu idi.- Onu göndererek kararı bana bildirdiler. Suret-i katiye de muhalefet ettim, gitmedim dedikten sonra sesinin tonunu değiştirerek “Rumeli elden gidiyor diye beni Selanik’ten buraya getirdiler. Akıbet Rumeli elden gitti. Şimdi de İstanbul tehlikededir, diye Konya’ya taşınmaya karar vermişler. İstanbul’dan taşınmak, askerin maneviyatını sarsar, düşmana cüret ve cesaret verir. İstanbul’a gelen düşman bir daha buradan çıkmadıktan başka, emniyeti için Konya’ya doğru da uzanır. Sonra geldiğimiz yere, Orta Asya’ya mı döneceğiz? Ben buradan şuraya gidemem. Düşman donanmasını Kız Kulesi açıklarında görünce de intihar ederim. Birader Reşad’a söyleyiniz, o da aynı şeyi yapsın, illa İstanbul’u terk etmeyelim,” demiştir. Feleğin bir cilve-i garibesi olarak, dedesi ile kendisinin aynı padişaha çekilme teklifi yapmaya memur edilen aynı cevap ile karşılaşan Tevfik Bey, başı yerde süklüm püklüm geri huzurdan çıkıp gitmek için odanın kapısına geldi. O elini tokmağa uzatırken arkasından Padişah, “Haydi… Haydi!… Orada Süleyman Paşa ile Namık Kemal’in mezarları var. Oraya düşman ayak basamaz. Bu milleti ecdadın mezarını çiğnetecek kadar alçaldı mı sanırlar!…” Diye seslenmiştir.
Kaynak: Türk Siyasi Tarihi / Tahsin Ünal