«

»

Kas 23

“BOZKURT TURAN KÜLTÜRÜNÜN BİR SEMBOLÜDÜR”

10426106_718885024968373_7366330351739199179_n (1)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

“BOZKURT TURAN KÜLTÜRÜNÜN BİR SEMBOLÜDÜR”                                                                                                                           www.kenansahbaz.com 

1998 yılında TDAV vasıtasıyla Dağıstan Devlet Üniversitesi’nde Türk Dili bölümü kurma ve Türk Dili dersleri vermek amacıyla bir yıllığına Dağıstan’a gönderildim. Dağıstan tam anlamıyla linguistik bir cennet! İki buçuk milyonluk bu özerk cumhuriyette otuz beşin üzerinde etnik grup yaşıyor. 

Bu etnik zenginlik, tabi olarak ders verdiğimiz sınıflara da yansıyordu. Türk Dili dersleri vermenin yanı sıra Türk milletini temsil ettiğimiz şuuruyla, öğrencilerimizle Türklüğe ait özel günleri birlikte kutlamaya çalışıyor, Türk kültürünü anlatma çaba sarf ediyorduk. İlk üç ayın içinde öğrencilerimizin tamamına yakını Türk bayrağı rozetleri takmaya, Türk bayraklı anahtarlıklar taşımaya, defterlerine, kitaplarına Türk bayrağı çıkartmaları yapıştırmaya başlamışlardı. Ki giderken bunlardan bolca götürmüştüm. 

 İkinci dönemin ortalarıydı. Kumuk ve Nogay Türklerinden olan öğrencilerimiz Bozkurt rozetleri takmaya başladı. Renat isimli Lezgin bir öğrencimiz vardı. Bir gün o da Bozkurt rozeti istedi, verdik, takmaya başladı. 

 Türk Dili bölümünün bağlı olduğu fakülte, şarkiyat fakültesiydi. Arap dili, Fars dili, Urdu dili gibi bölümler de vardı. 

 Bir gün, Fars dili bölümünden -yine Lezgin kökenli- bir hoca Renat’ı çağırır ve “neden Bozkurt rozeti takıyorsun? Bozkurt Türklerin sembolü. Sen Lezgin değil misin?” der.

Renat’ın cevabi ise oldukça çarpıcıdır: “Evet! Ben bir Lezginim! Lezginkayı da senden iyi oynarım. Lezginceyi güzel konuşur, Lezgi kültürünü olabildiğince yaşamaya çalışırım. Ama şunu  unutmayın bizim bir üst kültürümüz vardır. O da Turan kültürüdür. Bozkurt da Turan kültürünün bir sembolüdür.” der. Ve bahsi geçen hocaya Altın Orda’yı,  Hazarları, Osmanlıyı anlatır uzun uzun. 

Yine aynı yıl gezmek için gittiğim Nalçik şehrinde bir üniversitesi hocası Kabardin bir hanım efendi de benzer duygular ifade etmişti. “Kafkas halklarının içinde bulunmadığı bir Turan gerçekleşmemiştir” demişti. 

 12 Şubat 2012  Ahmet Naci Baykoca

 

 Kaynak: http://www.ortadogugazetesi.net/makale.php?id=20614