«

»

Kas 12

BEN CUMHURİYETİ BÖYLE KAZANDIM

BEN CUMHURİYETİ BÖYLE KAZANDIM
 Ankara 10 uncu Cumhuriyet yılının büyük ve ölçüsüz sevinci içindedir. Şehir baştan başa ışıklarla donanmıştır. Eğlence yerlerinde her Türk, tam şuurla inkilabın nimetlerini idrak ederek neşe içinde eğlenmektedir.
Atatürk resmi baloların verildiği yerlere uğradıktan sonra Halkevine de teşrif ediyor. Orada milli ve mahalli kıyafetleriyle coşan ve coşturan köylülerle karşılıyor.    Bu milleti ve bu memleketi kurtarmak için atıldığı mücadelede kendisine yegane kudret ve kuvvet kaynağı olan bu temiz yürekli vatan evlatlarının neşelerinden son derece duygulanıyor. Onları bir müddet seyrettikten sonra doğru Çankaya’ya teşrif edyor ve:
-Efeleri buraya getiriniz emrini veriyor.
Efelerin Çankaya’da Atatürk’ün sofrasında nasıl coştuklarını anlatmak mümkün değil. Büyük Ata sahnenin en heyecanlı bir anında, Ankaralı efelerden birine soruyor:
-Efe sen benim için ne yapabilirsin?
Efe tereddüt etmeden cevap veriyor:
-Her şey…
-Mesela.
-Ölürüm.
O an bütün dikkatler Atatürk’e yöneliyor. Kimse konuşmuyor, onları dinliyor. Atatürk gözlerini etrafındakilerin üzerinde bir defa gezdiriyor, sonra:
-Efe, diyor, sözünde samimi misin?
-Emir sizindir Atam.
Atatürk elini dizinin üstüne vuruyor:
-Koy başını buraya…
Efe derhal başını Ata’nın dizlerine koyar ve başını koyar koymaz şakağında bir soğuk temas hisseder. Bu Atatürk’ün şakağına dayadığı tabanca namlusunun soğukluğudur. Efe şakağına dayananın bir tabanca namlusu olduğunu görmüş ama en ufak bir harekette bulunmamıştır.
Ölümü seve seve kabul edebilirdi. Ama Atatürk ona kıyacak mıydı?   Bütün yüzlerin rengi bir anda solmuş, heyecan son haddini bulmuştu. Nefes almaktan korkuyorlardı, gözler Atatürk’ün eline bakıyordu.
Tabancaya mermi sürülmüş, emniyet açılmıştı. Atatürk değil bir saniye, bir salise bile tutmayan bir zaman içinde ve gözle farkedilemeyecek bir süratle tabancanın namlusunu şakağın yanında belki bir santim kaydırarak tetiği çekiyor .
Derin sessizliği yırtan korkunç bir ses…Kalpler sanki yerinden kopacak. Hazır bulunanların hepsinin beti benzi atmış…Ama efenin başı hala Ata’nın dizindedir ve en ufak bir kımıldama yoktur.
Atatürk efenin başını dizlerinden kaldırıyor, alnını dudaklarına doğru çekiyor ve öpüyor. Derhal biraz evvelki havanın etkisinden kurtulamamış olanlara:
-İşte diyor. Ben Anadolu savaşını bunlarla, böyle canlarını esirgemeyenlerle kazandım.