«

»

Nis 12

Bekir Ağa Bölüğü (1)

indir
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bu günkü Silivri, Hasdal, Hadımköy, Sincan, Mamak ve Şirinyer tıpkı  dünün Bekir Ağa Bölüğü’ne benziyor. Yalnız bir farkı var . O zaman askeri işgal vardı, şimdi ise “ekonomik ve siyasi işgalin”  var.
 
Bekir Ağa Bölüğü, Harbiye Nezareti’ne (1908’e değin Bâb-ı Seraskeri) bağlıydı.Beyazıt’ta Harbiye Nezareti’nin arkasındaki iki katlı kâgir bina, daha önce Hassa Ordusu komutanlık makamı ile bazı askeri daireler ve inzibat bölüğü koğuşunu kapsıyordu. Burasının bir tutukevine dönüştürülmesi yaklaşık 1870’te, Abdülaziz’in (hd 1861-1876) son yıllarındadır. II. Meşrutiyet (1908) öncesinde yöneticisi olan Bekir Ağa’nın adıyla anılan Bekir Ağa bölüğü, İstibdat döneminin simgelerinden biri olarak ün kazandı. Tutukevi ilk yıllarında, II.Abdülhamid’in koruduğu ve binbaşılığa yükselttiği, okur-yazar olmayan subaylardan olan Bekir Ağa’nın (1817-87) yönetimindeydi ve komutasındaki özel bir zaptiye bölüğünce korunuyordu. Bekir Ağa’nın başında bulunduğu yıllarda burası azılı asker kaçaklarından suçlu görülen müşirlere kadar ordu mensuplarının, gazetecilerin, aydınların ve bürokratların kapatıldığı bir yerdi. Daha sonra Bekir Ağa’nın yerini alan Salim Bey de işkence yaptığı kişilerin ayak tırnaklarını söktüğü için Tırnakçı Salim diye adlandırılmıştır.
 
30 Ekim 1918 yılında imzalanan Mondros Mütarekesini takip eden yıllar Mütareke Dönemi olarak bilinir. (1919-1922) Sonu Sevr’e ve en sonunda da Kurtuluş Savaşı aydınlığına kadar gidecek olan bu karanlık dönemde, İşgal Güçlerinin ve yerli işbirlikçilerinin ülkede estirdikleri terör ve bu bağlamda Bekir Ağa bölüğünün işlevi, yüz yıl sonra Atatürk’ün Laik Cumhuriyetinin başına örülecek çorapların habercisi olmuştur sanki.
Önceleri İstibdat dönemi muhalifleri olan ve batıda Jön Türkler olarak ta adlandırılan İttihat ve Terakkicilerin doldurulduğu yer olan Bekir Ağa Bölüğü, sonradan bu kahramanların Malta’ya sürülmeleri ile yeni misafirlerini yani İttihatçılar, Kuvay-i Milliyeci’ler ve Ermeni Tehciri ile suçlananları (ki bu sanıklardan idam cezasına mahkûm edilen Boğazlıyan Kaymakamı Kemaleddin Bey Bekir Ağa Bölüğünün karşısındaki dar ağacında infaz edilmiştir.) ağırlamıştır.
Kimler gelip geçmemiş ki bu bölükten. Eski sadrazam Said Halim Paşa, eski seyhülislamlardan Musa Kazım Efendi ve Hayri Efendi, Meclis-i Mebusan eski reisi Halil Menteşe, Ayan Meclisi eski reisi Rıfat, eski hariciye nazırı Ahmet Nesimi, Adliye Nazırı İbrahim, Maarif Nazırı Şükrü, mebuslardan Hüseyin Cahit Yalçın, Mithat Şükrü Bleda, Ahmet Ağaoğlu, Süleyman Nazif, İsmail Canbulat, Salah Cimcoz, Kara Kemal, Emanuel Karasu, Hasan Fehmi, Celal Nuri İleri, Mehmet Emin Yurdakul, Yunus Nadi vb.
Kaçanlar da olmuş bu zindandan. Diyarbakır valisi Dr.Reşit Bey kaçmış mesela, tabi bu kaçış daha büyük tutuklulukları da getirmiş ardından. Hani günümüzde de dalga dalga tutukluluklar görüyoruz ya, öyle. Mustafa Kemal Anadolu’ya hareket etmeden önce tutuklu arkadaşı Ali Fethi Bey’i ziyaret etmiş.
Şu anda da zindanlar Silivri, Hasdal, adını almıştır. Genelde değişmeyen oralarda yatanların karakterleridir.
 (Devam edecek)
 
Kaynak: Son Söz Gazetesi.