«

»

Nis 01

“BEKA SORUNU” VARSA…

“BEKA SORUNU” VARSA…

 

NOT: Aşağıdaki ifadelerin tamamı CHP’nin üç yıl önce yayımladığı ve “AKP’nin PKK ve Öcalan’ı Öven-Aklayan Açıklamaları, AKP’nin PKK Silahlanması ve Eylemlerine Göz Yumulmasıyla İlgili İtirafları, Bürokratların Açıklamaları, Öcalan’ın ‘AKP-PKK’ İlişkilerine Dair Beyanları” başlıklı dört bölümden oluşan -medyada da defalarca haber olan- 13 sayfalık raporundan alınmıştırt

-Tam zamanıdır- CHP Genel Başkanı’nın, MİT Müsteşarı’ndan randevu isteyerek, ola ki gözlerinden kaçtıysa, bu raporu bizzat teslim etmesinin “beka sorunu”muzun çözümünde hayli faydalı olacağını düşünüyorum.

“PKK’ya katılan çocuklar benim canım, ciğerim.”…

“Türkiye, Irak’ta Kürdistan kurulmasını desteklemeli.”

“Yerel yönetimlerin güçlendirildiği bir modelde PKK seçime girsin ve seçilsin. Seçilerek gelsin.”

“22 bin PKK’lı öldürüldü yani 22 bin çocuğum öldürüldü. Hepsi benim çocuğum.”

“Tabii, ne TSK askerleri ashab-ı kiram kadar şerefli, ne de gerilla müşrikler kadar düşman…”

“Abdullah Öcalan kadar ilkeli olun.”

“Biz KCK’yı paralel devlet olarak görmüyoruz.”

“Bağımsız bir Kürdistan için silah kullanabilirsiniz.”

“Öcalan’ın düşünceleri bizim de düşüncelerimiz.”

“PKK bir terör örgütü değildir. PKK kendi topraklarında, belli bir politik programı hayata geçirmeye çalışan bir politik harekettir.”

 

Gibi benzeri ifadelerin sahibi olanlar nasıl oldu da TBMM’ye girebildi?

Nasıl oluyor da hâlâ üstelik de iktidar partisinde aktif siyaset yapıyor kimileri?

Herhangi bir terör örgütünü, teröristi öven, ona “sempatizan” düzeyinde sevgiyle yaklaşan kişilerin TBMM’ye sızması,  ilçe belediye meclislerine sızmalarından daha mı az tehlikeli?

***

Ya bürokrasi?

İstihbaratımız, “Abdullah Öcalan’ı takdirle karşılıyorum” diyen valileri de fişledi mi?

Bu ifadeyi kullanabilmiş birinin ilçe belediye meclisinde bulunması mı “bekamız” için daha tehlikeli yoksa “vali” olarak bir ilin güvenlik güçlerinin de emrinde olduğu “mülki amirliği”ni üstlenmesi mi?

 

 

Alıntı