«

»

Nis 24

BÂRÎ TEÂLÂ’DAN ÜMİDİNİ KESİYOR!

BÂRÎ TEÂLÂ’DAN ÜMİDİNİ KESİYOR!

Sene 1918… Vatanın her köşesi muhtelif düşman kuvvetleri tarafından işgal edilmekte… İstanbul da İngilizlerin payına düşmüş. Sokak sokak, ev ev baskınlar yapılmakta… Cephelerden dönenler, işgal sahalarından geri çekilenler, yaralıların yürek sızlatan manzaraları… Hasılı bir facia yaşanmakta İstanbul’da.

Millî ruhun ve ülkünün sembollerinden merhum Ahmet Hikmet Müftüoğlu bu hali yaşayanlardan biri. Gördüklerini şöyle yazıyor; ve diyor ki;

“Mekteb-i Harbiye’nin yüksek kapısının önümdeki otomobillere, eşya arabalarına şilteler, karyolalar yükleniyordu. Herkes gibi gayr-î ihtiyari ben de durdum. Arka tarafımda; iki adam yavaşça mırıldanıyor. ‘… Mektebini işgal ediyorlar’… Gözlerde meyus bir sükûtun bütün esrarı ağlıyordu. Kaşlar çatılmış, yumruklar sıkılmış, dudaklar titriyordu.

İki kadın:

– Bakın şu zavallı askerlere! Sokak ortasında…”

“Tam o sırada kapıdan bir çavuş göründü. Etrafına ürkerek, utanarak bakındı. Kolları arasında uzunca bir şeyler saklıyordu;

– Of! Dedim. SANCAKLARIMIZ!”

“Sıra hastalara gelmişti. Bunlar yekdiğerlerine tutunarak birer gölge gibi duvara siftine, inliye, ıkına orada duran arabalara tırmanmaya başladılar. Pek kımıldanamayanların koltuklarına arkadaşları girdiler. Arabanın biri o küçük yokuştan indi. Tramvay yolunda tam karşımda durdu. Bu dakikada, yatan yaralılardan biri fırladı. Çömelenlerden birine hiddetle ve şiddetle, bir tokat indirdi. Akabinde ikisi de arabanın içine yuvarlandılar. Dayanamadım, yanlarına sokuldum:

– Hemşerim! ne oldunuz? Ne var? Herkes size bakıyor, dedim. Tokadı atan, pos bıyıkları altında, uçuk dudakları titreyerek ve gazapla soluyarak dedi ki:

– Bak efendi, bak şuna! ‘Artık din bitti, Millet bitti diyor’. Bârî Teâlâ’dan ümidini kesiyor.

– Çek arabacı!

Yağmur çiseliyordu ve ben ağlıyordum.”

 

 Alıntı:  Sadi SOMUNCUOĞLU