«

»

Eyl 24

AVRUPA BİRLİĞİ “MÜZAKERE ÇERÇEVE BELGESİ”

AVRUPA BİRLİĞİ  “MÜZAKERE ÇERÇEVE BELGESİ”

[Avrupa Birliği Devlet ve Hükümet Başkanlarının 17 Aralık 2004 tarihli Zirvesinde aldığı karar büyük bir coşku ve heyecanla karşılanmış, 3 Ekim 2005 tarihinde Lüksemburg’ta yapılan Hükümetlerarası Konferans (HAK) ile Türkiye resmen AB’ye katılım müzakerelerine başlamıştır. Böylece çok önemli bir dönüm noktası aşılarak yepyeni bir sürece girilmiştir. Konferansta Müzakerelerin hangi usül ve esaslar çerçevesinde yürütüleceğini ve Türkiye’nin katılımını önleyecek “Müzakere Çerçeve Belgesi” kabul edilmiştir.]
İşte 2004 Zirvesinde yapılması istenenler ve teknik açıklamaları:
1. Lozan’ın yeniden yorumlanması

AB’nin yetkisinde olmayan, müktesebata aykırı bir taleptir. Lozan; Türkiye Cumhuriyetini kuran, uluslararası bir Antlaşma ve egemenliğimizin tapusudur. Esasen; Birleşmiş Milletler Sözleşmesine göre egemenliklere, içişlerine, toprak bütünlüğüne ve kamu düzenine dokunulamaz; kutsaldır. Bu alana hiçbir uluslararası otorite müdahale edemez.

Türkiye Cumhuriyeti; laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devletidir; dili Türkçedir; piyasa ekonomisini benimsemiştir.

2. Kopenhag Kriterleri temelinde yeni anayasa

1’inci maddedeki açıklama burada da geçerlidir. Türk anayasasının Kopenhag Siyasi Kriterleriyle uyumlu olduğu için, AB Zirvesinde Türkiye’ye müzakere tarihi verilmiştir.  Bilindiği gibi, Kopenhag Siyasi Kriterleri hukuk devleti, demokrasi, piyasa ekonomisi, insan hakları, azınlıklara saygı ve azınlıkların korunmasını öngörüyor; burada Türk anayasasıyla çelişen bir kriter yoktur.

Aslında, Kopenhag Kriterleri, Varşova Paktından ayrılan Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri için hazırlanmıştır. Çünkü bu devletler, kolektivist sistemden yeni çıktıklarından, hukuk, demokrasi ve piyasa ekonomisi, insan hakları gibi kriterlerden mahrum durumdaydılar.

Malum olduğu üzere, Lozan’a göre azınlığımız olan gayrimüslim vatandaşlarımız, bütün haklarını fazlasıyla kullanmaktadırlar. Ama AB üyesi Yunanistan, Müslüman Türk azınlığın; kendisine Türk demesine, müftüsünü seçmesine, camileri onarmasına, vakıfları yönetmesine, gayrimenkulleri tasarruf etmesine izin vermiyor. Böylece Yunanistan; hem Lozan’ı, hem de Kopenhag Siyasi Kriterlerini ihlal etmekte; ama AB tarafından uyarılmamaktadır. Bu ikili tutumdur; çifte standarttır.

 

[1]<https://www.ab.gov.tr/katilim-muzakereleri_37.html>