«

»

Kas 01

ANKARA’NIN HÜRRİYET DOLU HAVASI

images
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ANKARA’DAKİLERİN DİKKATİNE!!!
 
ANKARA’NIN HÜRRİYET DOLU HAVASI
İngilizler 16 Mart 1920’de İstanbul’u resmen işgal ettiler. İstanbul’un işgalini Sadık Paşa kabinesinde  (8 Mart 1920-2 Nisan 1920) Harbiye Nazırı olan Fevzi çakmak şöyle anlatır. Son Osmanlı Meclis-i Meb’usan’ına Gebze mebusu olarak iştirak eden Fevzi Paşa, Salih Paşa tarafından Harbiye Nazırlığına getirilmiş, o Harbiye Nazırlığı’nda istifa ederek 27 Nisan 1920’de Anadolu’ya geçip Ankaraya gelir.      B. M.M.’nin Anadolu’dan seçilenler ile İstanbul’dan iltihak eden son Osmanlı Meclis’i Meb’usan azalarından oluştuğu bilinmektedir.) Dört gün önce teşekkül etmiş olan B.M.M. tarafından karşılanır.
Mecliste İstanbul’un işgalini şöyle anlatır:
“Efendiler! Önce İstanbul’un esaret hayatından kurtulupAnkara’nın hürriyet dolu havasına kavuştuğum için Allah’a şükrederim. (Alkışlar) Hepimiz, 470 senelik  bakir, düşman ayağı görmemiş payitahtımızın işgale uğradığını görmek bedbahlığına uğramış felaketzedeleriz…Her yeri işgal eden düşmanlar Harbiye Nazırı olan benim odama da geldiler. Göğsüme süngülerini dayayarak lazım gelen emirleri tebliğ etmemi, Türk ordusunun  her yerde silahlarını teslim etmesini emretmemi söylediler.  Kendilerine bu şartlar altında bir Harbiye Nazırı’nın hiçbir emir veremeyeceğini söyledim.  O zaman süngülerini göğsümden çektiler.Kahrolsunlar.Bâbıâliye gitmeme müsaade ettiler. Koridora çıktım,merdiven başına geldim. Her yerden süngülerini batırmaya hazır düşmanlar arasından geçtim.Kapının önüne toplanan Rumlar, Ermeniler tezahüratla tahkir ettiler. Kahrolsunlar., sonra öğrendim ki İngilizler, Osmanlı devlet adamlarını gece evlerini basarak yalın ayak başı kabak yataklarından kaldırıp, kamyonlara doldurup alıp götürmüşler. Bundan Padişah’da, hepimizde müteessir olduk. Padişah, “elli senedenberi memleketteki durumun bir enkaz halinde Padişah olarak benim, Hükumet olarak sizlerin üzerine yıkılmış  olmasından dolayı üzgünüm” diyordu. Yine Padişah “Anadolu ile irtibat temin ve irtibata devam edin. Hiç olmazsa bu suretle düşmanlar işgalden beklediklerini ellerine alamazlar.” Dedi. Fakat İngilizler durmaksızın bizi tehdit ediyorlar. “Kuvvâ-yı Millîye’yi dağıtın” diyorlardı. Kendileri dağılsınlar başımızdan!… Biz de Kuvvâ-yı Millîye’nin sizlerinmütarekeyi perde edinip hile ile memleketi ye yer işgal etmenizden, İzmir’in işgalinden Şark vilayetlerimizin Ermenilar’e Karadeniz havalisinin Pontuscu Rumlar’a verilmek istenmesinden doğmuş, nefsi müdafaadan ibaret olduğunu, bu teşebbüşlere devam edildikçe Kuvvâ-yı Millîye’nin daha da kuvvetleneceğini, dağılmalarına imkan olmadığını” söylüyorduk. (Alkışlar) İstifa edip işte buraya geldik. (Alkışlar)
 
Kaynak. Türk Siyasi Tarihi/ Tahsin Ünal