«

»

Nis 19

ALLAH RESULU’NUN HAK DAVASI..

kabe

 

 

 

 

 

 

 

 

ALLAH RESULU’NUN HAK DAVASI..

Kutlu doğum haftasını idrak ettiğimiz bu günlerde Hz. Muhammed Mustafa (sav) yolunu yol edinebilmek niyetiyle,  Ya Allah (C.C) ya Bismillah!

Davasına ölümü göze alacak kadar bağlı bir Peygamberdir Hz Muhammed(sav). 

İlay-ı Kelimetullah aşkına ”hubbül vatan minel iman” diyerek vatan aşkını iman aşkıyla denk görerek yol alan, kutlu bir nebiden bahsediyoruz: Allah (C.C) Habibim (Sevgilim) dediği Hz. Muhammet’ten (sav).

Hal dili ile hâllenebilme düsturunu kaynak olarak görebileceğimiz tek rehberdir Hz. Muhammed(sav).

Bir insanı kazanabilmeyi insanlığı kazanabilmekte gören, güzel ahlakın timsali, cesaretin, birliğin, beraberliğin asaleti, insanın ne için hayatta var olduğunu ortaya koyan kuru et yiyen kadının oğlu  Hz. Muhammed(sav).

O asla gurura, kibire gönlünde yer vermemiştir.. O, örnek ve müstesna bir şahsiyettir.

O, küfrün en azgın ve yaygın bir şekilde sistemleştiği ve devletleştiği bir dönemde, bütün nefsani imkânların ayağına serildiği en kritik ortamlarda bile Hakk’ı savunmuş ve inandığı yoldan, korkmadan ve tereddüt etmeden yürümekten vazgeçmemiştir. İslâm’ın ilk yıllarında küfrün ve karanlığın kaba temsilcileri O’na amcası vasıtasıyla şu teklifte bulunmuşlardı:

“Söyle O’na, Mekke’nin en güzel kadınlarını verelim. Mal, mülk, hatta iktidar verelim. Yalnız o ağzında gevelediği(!) sözcüğü (La İlâhe İllallah) söylemekten vazgeçsin. Aksi takdirde O’nun için kötü şeyler olacak.”

Bu teklifi duyan “Resulullah” şöyle cevap verdi:

“Söyle onlara. Bir elime ayı, bir elime güneşi verseler ben yine dâvâmdan dönmem.”

İşte inancının zirveye çıktığı eşsiz bir ruh hali ve eşsiz bir şahsiyet… Bu karakteri zirveye çıkaran imânın mayalandırıldığı ilâhi aşk ve sevgi gücüdü. 

Bu şahsiyet zâten ilâhi muhabbet (aşk) ile gerçek hamt ve şükrün ve dolayısıyla gerçek kulluğun ruhunu özünde taşıdığı için Muhammed (sav) adını almıştır. Bu kemâle ermiş  karakterdir ki; bütün zorlukların ve kahpeliklerin üstene sarsılmaz bir inanç ve iradeyle yürüyerek “bâtılı kovup, hakkı hâkim kılan” sağlam bir imân, aşk ve aksiyon kadrosu oluşturabilmişti. Bizler de bir Ülkücü olarak imân, aşk ve aksiyonun tam şuurunda olarak, zirve şahsiyet Hz. Muhammed’in (sav) ve onun yolunda yürüyen “sahabenin ahlakını” kendimize örnek almalıyız. 

Kaynak: http://www.ortadogugazetesi.net/makale.php?id=19052