«

»

Mar 25

“AHTAPOTUN KOLLARI”

“AHTAPOTUN KOLLARI”

 

Türkiye’nin bütün sorunlarının temelinde, insanların hak etmedikleri makam ve mevkilere ulaşmak için her yolu mubah görmesinden kaynaklanan talan anlayışı vardır.

Türkiye’de siyaset de ülkenin kaynaklarını talan için yapılır!

Bir ara dünyadaki tarikatları incelemiştim. OPUS DEI adlı tarikat, gittiği her ülkede, öncelikle mesleğinde çabuk yükselmek isteyen, hırslı, yerleşik, ahlâki değerlere önem vermeyen şahıslarla, kendilerini çok önemseyen fakat nedense adlarını duyuramamış aydınları avlamıştı. OPUS DEI, sahip olduğu medya üzerinden bu tür insanları destekledi, mesleklerinde adlarını duyurmalarını sağladı. Sonra da bunları kullanarak ülkede her istediğini yaptırır hale geldi. Michael Walsh‘un deyimiyle bu örgüte OPUS DEI yerine OCTOBUS DEI, yani “Ahtapotun İşleri” denilmeliydi.

Tıpkı Türkiye’deki cemaat yapılanmaları gibi değil mi? Türkiye’de de üniversiteler, cemaatin tekeline bırakıldı. Akademik kariyer yapmak için bilimsel araştırma yapmak değil, cemaate mensubiyet arandı. Sonuçta, üniversitelerden başlayan çürümeyle devletin diğer kurumları da çöktü!

 ***

Bu tür sahtekârlıklar, “gemisini yürüten kaptan” parolası ile hoş görüldü. Halk içinde yaygınlaşan bu anlayışın sonunda, koca Türkiye, hayata sahtekârlıkla başlamış, diploması bile sahte kadroların yönetimine boyun eğmek durumunda kaldı.

Türkiye’de sahte diploma ile öğretmenlik, polislik, doktorluk, savcılık, hatta kaymakamlık yapanlar çıkması bir tesadüf değil, kültürel değerlerdeki bozulmanın, çürümenin belirtileridir.

Ülkenin ve devletin imkânları, kısacası pasta bölüşülürken, partizanlık, mezhepçilik, etnik kökencilik, tarikatçılık, hemşericilik, akrabacılık yapılırken kimse sesini çıkarmadı!

“Bizim partimiz bize kredi vermelidir, bizim mezhebimizden olan devlet memuru bizimkileri devlet dairesine doldurmalıdır, bizim cemaatimiz bürokrasiye hâkim olmalıdır, bizim hemşerimiz, bizim akrabamız kayırılmalıdır?” denildi ve bu anlayışla desteklenen iktidarlar eliyle Türkiye, millî gelirinin yüzde 60’ı kadar borçlandı. Üstelik alınan borçların nereye harcandığı da belli değil.

Sonuçta, Türkiye bir bütün olarak açlık sınırına geldi. Çünkü kitleler adaletten koptu. Adaletsizlik ahtapotunun kolları Türkiye’yi sıkmaya başladı! Üzerinde kafa yormamız gereken asıl sorun budur.

 

 

Alıntı