«

»

Şub 05

ABDULLAH AĞAR’DAN SORULAR:

ABDULLAH AĞAR’DAN SORULAR:

“1 – Keta-ib Hizbullah, ABD hedeflerini şu ana kadar 11 kere, ABD ve İsrail de Şii milisleri 50’den fazla vurduğu ve birbirlerini apaçık suçlamadıkları-hedef göstermedikleri halde oyunu neden şimdi açık oynamaya başladılar?

2 – ABD şu ana kadar yaptıkları saldırıları üslenmemişti. Şimdi neden resmi açıklama yaparak saldırıları üslendiğini ilan etti?

3 – Göstericiler “Yeşil Bölge” içine nasıl girdi?..

4 – Hadi cenazeyi gerekçe göstererek girdiler, neden ABD Büyükelçiliği’ne ulaşmalarına izin verildi?

5 – Irak güvenlik kuvvetleri neden araya girmedi?

6 – Yaşanan bu süreçlerin üreteceği gerekçelerle kimler yapacakları hamleleri meşrulaştırmaya veya daha etkili hale getirmeye çalışacak?

7 – Kasım Süleymani nerede?

8 – Neden, İran ve ABD, Irak’ta vekil bir alanda rekabet ediyorlar da, asil alanları kullanmıyorlar?

9 – Yoksa bu bir kayıkçı kavgası mı?

10 – Bu kaos-karmaşa ortamında ABD neden YPG-PKK ile ENSK üzerinden ve doğrudan Irak’ın kuzeyindeki Kürt grupları birleştirme projelerini yürütüyor ve geliştiriyor?

11 – Bu sürecin sonunda Türkmenlerin yaşadığı, Araplaştırılan ve Kürtleştirilen Kerkük başta tartışmalı bölgelerde ne olacak, nasıl bir statü gelişecek?

12 – Irak parçalanmak mı isteniyor?

13 – Türkmenler ne olacak?

14 – Irak parçalanırsa Türkmenler Araplar tarafında mı, Kürtler tarafında mı kalacaklar, ortadan mı bölünecekler, yoksa aradan sıyrılıp bir devlet mi kuracaklar?Ve en kritik soru?

15 – Türkiye Irak’ta ne yapacak?”

***

Abdullah Ağar, “Ortadoğu’nun kalbi Irak, Irak’ın kalbi de Kerkük olduğuna göre… ABD Kerkük’teki üssünü hiç bir zaman boşaltmadığına, Keta-ib Hizbullah, ABD’nin Kerkük’teki üssünü boşuna vurmadığına, ABD de Kerkük üssü vurulunca uçaklarına sarılıp, resmi açıklamayla Keta-in Hizbullah’ı boşuna vurmadığına göre…”

Biz de çok merak ediyoruz; Libya’daki iç savaşta, iktidarının kendi lehine olacağına inandığı tarafı kurtarmak üzere resmi ve fiili pozisyon alan Türkiye, Irak’ta soydaşımız  yani doğal olarak “taraflarında” olmamız gereken Türkmenleri ve Türkmen illerini kurtarmak üzere aynı netlikte pozisyon alacak mı? Onları ABD’nin yahut Kürtlerin himayesi(!)ne terk etmeden, lafta değil; resmen ve fiilen bunu yapacak mı?

 

Alıntı