«

»

Ağu 26

98 YIL ÖNCE, 98 YIL SONRA!…(1)

98 YIL ÖNCE, 98 YIL SONRA!…(1)

31 Temmuz 2016’da bir kararname ile göz bebeğimiz askeri okullar kapatıldı.

31 Temmuz 2018’de Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde, astsubay eşini ziyarete gittiği üs bölgesinden evine dönerken PKK’lı teröristlerin döşediği mayının patlaması sonucu şehit olan Nurcan Karakaya ve 11 aylık bebeği Mustafa Bedirhan Karakaya‘nın acı haberi ile  bir kez daha yaralandık.

31 Temmuz 1920 Afyonkarahisar Kolordu Dairesinde Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa Türk Subaylarına konuşuyor;

Millet, bağımsızlığının muhafazasından ibaret olan hayati gayesinin teminini ordudan, ordunun ruhunu teşkil eden subaylardan bekler. İşte subayların yüce olan vazifesi budur.

Allah göstermesin milletin bağımsızlığı ihlal edilirse, bunun vebali subaylara ait olacaktır.

 

Efendiler!

Eski silah arkadaşlarımla böyle yakından ve samimi temasta bulunmaktan büyük vicdani zevk hissediyorum. Sizinle oturup uzun hasbıhal etmek isterdim. Fakat çoksunuz; müsait yer de yok. Bu sebeple hissiyatımı birkaç cümle ile mülahaza etmekle yetineceğim.

 

Arkadaşlar!

İngilizler ve yardımcıları, milletimizin bağımsızlığını imhaya karar vermişlerdir.

Milletler bağımsızlıklarını hiç kimsenin lütuf ve atıfetine borçlu değildir.

Hiç kimse kimseye, hiçbir millet diğer millete, hürriyet ve bağımsızlık vermez.

Milletlerin tabiatında en yaratılıştan mevcut olan bu hak, milletlerce kuvvede, mücadele ile mahfuz bulundurulur. Kuvveti olmayan, dolayısıyla mücadele edemeyen bir millet, mahkûm ve esir vaziyettedir. Böyle bir milletin bağımsızlığı gasp olunur.

Dünyada hayat için, insanca yaşamak için, bağımsızlık lazımdır. Bağımsızlık sahibi olmak için, kuvvet sahibi olmak ve bunun için mevcudiyetini ispat etmek icap eder.

 

Kuvvet ordudur.

Ordunun hayat ve saadet kaynağı, bağımsızlığı takdir eden milletin, kuvvetin lüzumuna olan vicdanı imanıdır.

İngilizler, milletimizi bağımsızlıktan mahrum etmek için, pek tabii olarak evvela onu ordudan mahrum etmek çarelerine giriştiler. Mütareke şartlarının tatbikatı ile silahlarımızı, cephanelerimizi, bütün müdafaa vasıtalarımızı elimizden almaya çalıştılar. Sonra kumandanlarımıza ve subaylarımıza tecavüz ve taarruza başladılar.

Askerlik izzeti nefsini yok etmeye gayret ettiler.

Ordumuzu tamamen lağvederek, milleti, bağımsızlığını muhafaza için muhtaç olduğu dayanak noktasından mahrum etmeye teşebbüs ettiler. Bir taraftan da müdafaasız, ordusuz bıraktıklarını zannettikleri milletin de, izzetinefsine, her türlü haklarına ve mukaddesatına taarruzla, milleti alçaklığa, boyun eğmeye alıştırmak planını takip ettiler ve ediyorlar. Her halde ordu, düşmanlarımızın birinci taarruz hedefi oldu.

 

Alıntı: Ahmet TAKAN