«

»

May 02

DİL (LİSAN)

türkçe

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

DİL, (LİSAN)

“Osmanlı Tarihi Koronoloji’nin ve “İzahlı İslâm Tarihi Kronoloji”nin yazarı İ. H. Danişmend, der ki: “Dünyanın hiçbir yerinde ve hiçbir devrinde uydurmacılık bizdeki akla sığmaz dereceyi bulmamıştır. Bütün uydurmacılarımızın eskiden ‘Lisâniyyat’ ve şimdi ‘Dilbilim’ denilen ‘Linguistique’ ilminden tamamiyle habersiz oldukları gerçektir. Çünkü bu ilim hiç kimsenin kelime uydurma selahiyeti olmadığını ve olamayacağını bir kanun şeklinde tesbit etmiştir.” (“Kelime Uydurmacılığının Tarihe Aksetmiş Menkıbeleri”, Tarihî Hakikatler, 1978).
Maalesef uydurma pek çok kelime yerleşmiş ve nesiller arası kültür uçurumu derinleşmiştir.
Esasında uydurukçacılar, linguistique ilminden haberdar idiler. Maksatları başka olduğu için, beynimize işlemiş, ruhumuza sinmiş kelimeleri değiştirmek istemişlerdir. Bunu da büyük ölçüde başarmışlardır. (“Gökkonuksal Avrat- Türkçenin Türkçesi” kitabımızda ayrıntı verilmiştir.)
İ.H. Danişmend bir Türkçüdür. Öyle bir Türkçü ki, fantezi Güneş Dil Teorisi’ni bile “tamamen orijinal” ve “sağlam temellere dayanmış” görür.
İ. H. Danişmend, bir sohbette, “çay” kelimesinin artık “kızıl sıvık” ve “kahve” kelimesinin de “kara sıvık”  şeklinde Türkçeleştirilmesinin teklif edildiğini ve mecliste bulunan herkesin güldüğünü yazmıştır.
Fransız Edmond Guerard’ın 1929 da yayınlanan “Dictionnaire encylopedique d’anectodes” başlıklı eserinde Fransa kralı IV. Henri’nin nedimi olan ünlü şair Malherbe’le (1555-1628) kral arasında geçen dil bahsinin altında yer alan Roma imparatorlarından Tibere’in şu vecizesini nakleder:
“Bir İmparator istediği insanı memleketine kabul edip vatandaşlık hakkı verebilir, fakat dilde mevcut olmayan hiçbir kelimeyi lisanına kabul edemez!
Mustafa Kemal ne yapmıştı? Tarihten çıkardığı bilinmeyen kelimeleri kullanmak istemiş; hatta, bir nutuk da irat etmiş ama, bakmış olmuyor, Türkçeyi kendi seyrine bırakmıştır.

Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/paralelciler-kosutcular-33963yy.htm